‘Üniversiteler derhal yüz yüze eğitime açılmalıdır!’
Antalya Kent Konseyi Eğitim ile Kültür ve Sanat çalışma grupları, deprem sonrası kararlara ilişkin ortak raporunu açıkladı: “Deprem felaketi sonrası gençlere destek için üniversiteler derhal yüz yüze eğitime açılmalı!”
Antalya Kent Konseyi, 10 kentte 43 binin üzerinde can kaybına, onbinlerce insanın yaralanmasına ve onbinlerce binanın yıkılmasına neden olan Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremleri, bu depremlerin etkilerini, Antalya’ya yerleştirilen deprem mağdurlarına yapılacak yardımları ve Antalya’nın olası deprem önlemlerini toplantılarda tartışıyor. Kent Konseyi Eğitim Çalışma Grubu ile Kültür ve Sanat Çalışma Grubu depremden sonra alınan kararlara ilişkin ortak toplantı yaptı. Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Mustafa Şanlı ile Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Başkanı Abdullah Uz, hazırladıkları ortak raporu Kent Konseyi Toplantı Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında açıkladı.
‘ANAYASAMIZIN EMRİ AÇIK’
“Tüm yurttaşlarımızca, 6 Şubat 2023 günü yaşadığımız büyük depremin yarattığı acılara ortak olmaya ve yaralarını sarmaya çaba harcıyoruz. Depremden sağ kurtulanların yaşamakta oldukları travmalar öncelikle çocukları, gençleri ve yaşlıları daha fazla etkilemektedir. Yaşama daha sıkı tutunabilmeleri için, maddi desteğin yanı sıra duyusal ve bilinçsel desteğe ihtiyaçları var” denilen raporda, şu ifadeler yer aldı: “Depremzedelerin barınma sorununu çözmek için, üniversite öğrencileri barındıkları Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarından çıkarılmış, depremzedeler yerleştirilmiştir. Üniversiteler yüz yüze öğretime kapatılmış, uzaktan eğitime geçilmiştir. Yapılan uygulama, telafisi olmayan sonuçlar doğuracaktır ve kabul edilemez. Üniversiteler derhal yüz yüze öğretime açılmalıdır! Gençler okullarından koparılmamalıdır! Onlar bedensel ve zihinsel olarak ‘bir arada’ yaşayıp eğitim-öğretimi gerçekleştirerek, karşılaşabilecekleri her türlü sıkıntıyı en aza indireceklerdir. Anayasamızın (42. madde) emri açıktır: ‘Kimse, eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamaz… bu faaliyetler (eğitim ve öğretim faaliyetleri) her ne suretle olursa olsun engellenemez’.”
Konunun ‘KYK yurtları sorunu’ ve ‘uzaktan eğitim’ olmak üzere 2 sorunu olduğu belirtilerek, KYK yurtlarının kullanımı sorunları şöyle sıralandı: “Yurt, amacı gereği tekil yaşama göredir, aile için uygun ve sürdürülebilir değildir. Yurtlar yarattığı çağrışımlar (öğrenci/ çocuk/ yaşlı yurtları) nedeniyle de depremzede ailelerin travmalarını gidermeyecek. Depremzedelerinin barınma sorununa çözüm, yurtlar değildir! Bu gerekçe ile öğrenciler yurtlarından çıkarılamazlar! KYK yurtlarında barınan öğrenciler, eşyaları ile birlikte aniden yurttan çıkarılarak sokağa atılmışlardır. Bu öğrencilerin nerede barınacakları, ne yiyip içecekleri, paralarının olup olmadığı hesaplanmamıştır. Deprem afetinin ağır bedeli, başka bir ağır afet yaratmamalı. Yurtlarda kalan öğrencilerin bir kısmı deprem bölgelerinden gelen öğrencilerdir. Bu öğrenciler deprem bölgelerine gidemeyeceklerine göre, bunlar da sokağa atılmışlardır. Yurtlarda kalan öğrencilerin büyük çoğunluğu, aynı zamanda yaşadıkları kentlerde çalışarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Sokağa atıldıklarında, işlerini de kaybedeceklerdir. Öğrenim haklarını devam edemeyeceklerdir. Doğacak sonuçlar eğitim ve insan haklarının ihlali olacaktır. Türkiye’de yaklaşık 8 milyon üniversite öğrencisi ve yaklaşık 800 bin yurt yatağı vardır. Bu sayısal büyüklükte üniversite öğrencilerinin yüz yüze eğitim hakkı engellenemez! Türkiye’de kaç üniversite yurdunun, hangi kapasitede depremzedelere açıldığı; bu yurtların depremzede barınma sorununun ne kadarını karşıladığı da bilinmemektedir. Bu nedenle üniversiteler depremzede barınma gerekçesi ile yüz yüze eğitime kapatılamaz! Ayrıca, herkesçe bilinen vakıf ve derneklerin, yükseköğrenim barınma amaçlı kullanılmayan, iyi donanımlı çok sayıda yurtları ve yatak kapasiteleri vardır. Eğer yurtlara depremzedeler yerleştirilecekse, söz konusu bu yurtlar değerlendirilmelidir.”
‘DAHA YIKICI SONUÇLAR DOĞURACAK’
Uzaktan öğretime geçilmesi sorunları ise şöyle kaydedildi: “Üniversitelerde yaşam kapatılmamalı, uzaktan öğrenim kararı kaldırılmalı. Üniversiteler, derslerin pek çok teknikle işlendiği, kampüslerde çok sayıda alanda etkinliklerin yüz yüze iletişimle sağlandığı, bulunduğu kentin olanaklarının değerlendirildiği, bilimsel tutumun kazanıldığı zengin bir eğitim-öğretim ortamıdır. Bir öğrenci, uzaktan eğitimle asla bu donanımı kazanamaz. Bu durum, pandemi koşullarında, 2019 yılında üniversiteye girmiş bir öğrencinin, üniversite yaşamının gerektirdiği akademik-bilimsel yeterli donanımı almadan diploma almasına yol açacak. Bu koşullarda yetişen ‘üniversite mezunu meslek sahiplerinin’ ülke yaşamında ve ekonomisinde doğuracağı sorunlar, ülke geleceği açısından geri çevrilemez felaket olacak. Türkiye pandemi koşullarında üniversitelerde uzaktan eğitim deneyimi yaşadı: Öğretimin niceliğinin ve niteliğinin yetersizliği görüldü. Yapılan sınavların ‘nesnel ölçülebilirliği’ tartışmalıdır. Öğrenci sayısının derse katılım için bilgisayara ve/veya internete ulaşımı bile apayrı ve hesaplanamayan maddi bir sorundu. Pandemi sürecinde mezun olanların donanımı hiç tartışılmadı. Deprem bölgelerindeki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler 300-320 bin civarındadır. Bunların ne kadarının bölge nüfusundan olduğu bilinmiyor. Deprem nedeniyle mağdur öğrenci sayısı belli değil. Türkiye’de kaç üniversite yurdunun, hangi kapasitede depremzedelere açıldığı ve depremzede barınma sorununun ne kadarını karşıladığı da bilinmiyor. Depremzede barınma gerekçesi ile üniversiteler yüz yüze eğitime kapatılamaz! Gerçekçi bir karar değildir. Üniversiteler yüz yüze eğitime açılmalı, deprem bölgesi öğrencileri bölge dışındaki diğer üniversitelere yerleştirilmeli. Bütün öğrenciler dersliklerde/laboratuvarlarda öğrenimlerinden geri kalmamış olacak. Ülkemizin geleceği için donanımlı insan gücü ihtiyacı bunu gerektiriyor. Aksi durumda telafisi mümkün olmayacak, üniversiteleri hatta ülkemizi bilimsel yıkıma götürecek; ülkemizin geleceğini karartacak insan kaynağı hebasına yol açacak; deprem felaketinden daha yıkıcı sonuçlar doğuracaktır.”
‘ANTALYA’DAKİ 2 YURT BİNASI GERİ ALINMALI’
Akdeniz Üniversitesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne de şu çağrı yapıldı: “Antalya’da depremzedeleri yerleştirmek için daha çok mekânsal yer bulunabildiği için, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü ve Senatosu inisiyatif alıp üniversiteyi yüz yüze eğitime açabilir. Mevzuat buna uygundur. Antalya’da yaşayanların öz varlığı olan, kamu arazisine kamu kaynakları ile yapılıp arsa ve binaları ile birlikte dönemin Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından TÜRGEV ile İlim Yayma Cemiyeti’ne bedelsiz verilen 2 öğrenci yurdu, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından geri alınmalı, depremzede gençlerin kullanımına açılmalı.”