ANTALYA FALEZLERİ’NİN BİR BÖLÜMÜNÜN KORUMA STATÜSÜNÜN DÜŞÜRÜLMESİNE İLİŞKİN ALINAN KARARLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA
21.10.2024
7 Eylül 2024 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 8949 sayılı kararname ile Antalya ili Muratpaşa-Konyaaltı Falezleri (Konyaaltı Caddesi güneyi) Kesin Korunacak Hassas Alanı’nın daraltılmış olduğu ilan edilmiştir (Şekil 1). Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi sonrasında, 9.9.2024 tarihinde ÇŞİD Bakanlığı bir harita yayınlanarak, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile KKHA kapsamından çıkarılan alanı NDKA ilan etmiştir (Şekil 2).
Şekil 1. Muratpaşa-Konyaaltı Falezleri’nde koruma tanımında indirgemeye kesim
Şekil 2. Koruma statüsü indirgenen bölgede NDKA ve KKHA sınırları (says.csb.gov.tr)
Antalya falezleri, jeolojik açıdan küresel ölçekte benzersiz özelliklere sahip olup, kentin kıyı şeridini oluşturan en önemli jeomorfolojik unsurlardan biridir. Milyonlarca yıl öncesinden günümüze kadar süregelen süreçlerin ender bir ürünü olarak oluşmuş olan falezler, jeolojik süreçlere dair önemli kayıtlar barındırmaktadır. Falezli kıyıların oluşumunda dalga erozyonu ve buna bağlı gelişen kıyı gerilemesi etkili olmaktadır. Ülkemizde Antalya örneğinde olduğu gibi deniz aşınması karasal yüzey erozyonundan daha etkin olduğunda dik ve dike yakın falezler ve bunun gerisinde yatay ve yataya yakın platolar oluşmaktadır. Antalya Falezleri’nde deniz seviyesinde “V” şekilli çentikler de bu aşınım mekanizmasıyla oluşmuştur.
Koruma tanımı düşürülen bölgede falez yüzeyinde veya deniz altından ulaşılabilen çok sayıda mağara bulunmaktadır (Şekil 3-4). Bu mağaraların bazıları Akdeniz foklarına ve yarasa kolonilerine ev sahipliği yapmaktadır. Antalya’nın en büyük yarasa mağarası koruma statüsü düşürülen tartışmalı kesimde yer almaktadır. Bir bilimsel araştırma projesinde (Dipova N., 2009, “Antalya Tufa Falezlerinde Gözlenen Çentik ve Mağaraların Morfolojik Köken ve Biyolojik Açılarından İncelenmesi”, BAP Araştırma Projesi, 2008.01.0102.003, Yürütücü, 2009) tespit edilen bu mağaralar yalnızca kıyıdan veya su altından girilebilen mağaralar olup, geri tarafta kıyı ile bağlantısı olmayan mağaraların da bulunabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Antalya falezlerinin bir diğer oluşum mekanizması da şelale ortamı birincil oluşum yapıları olup perdeler ve sarkıtlar şeklinde falez yüzeyinde görsel değeri çok yüksek jeomorfolojik yapılar oluşturmaktadır. Günümüzde Düden Şelalesi’nde aktif olan bu modelin izlerine diğer kesimlerde de rastlanılmaktadır. Falezli kıyılar küresel ölçekte ender gelişen morfolojilerden birisi olmakla birlikte. Antalya falezlerini dünyada tek örnek haline getiren 2 özellik daha bulunmaktadır: 2) Kaya türünün dünyada sınırlı sayıda bulunan tufa olması, 3) Üzerinde, bir milyonun üzerinde bir nüfusun yaşadığı geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan bir kent kurulu olması. Ortalama üniform 35 m yükseklik ve 13 km uzunluğa sahip olması da yine dünya çapında öne çıkması için diğer bir özellik olarak kabul edilebilir.
Şekil 3. Koruma tanımı düşürülen bölgede tespit edilen kıyı mağaralarının konumları (Dipova 2009)
Şekil 4. Koruma tanımı düşürülen bölgede tespit edilen kıyı mağaralarında kaydedilen bazı görüntüler (Dipova 2009).
Antalya’ya yılda onbeş milyon üzerinde turist gelmektedir. Antalya’nın turistik cazibe değerleri içinde birinci sırayı falezler almaktadır. Bu bağlamda Antalya falezlerinin JEOTURİZM değeri tartışılmazdır. Dünya çapında ender bir kaya olan Antalya Tufası’nın tüm fasiyeslerinin sedimantolojik kayıtlarının bulunduğu, tüm kıyısal jeomorfolojik proseslerin örneklerinin gözlenebildiği Antalya Falezleri, “doğal sit” ile yetinmeyip, tartışmasız bir şekilde “jeosit” ilan edilmeyi hak etmektedir. UNESCO’nun belirlediği jeolojik miras alanlarının korunmasına ilişkin ilke kararları doğrultusunda, bu tür oluşumların bütüncül bir koruma anlayışıyla ele alınması ve herhangi bir insan müdahalesine karşı mutlak koruma altında tutulması gerekmektedir. Antalya Falezleri’nin JEOSİT ilan edilmesini arzularken, yeterli bulmadığımız doğal sit sınıfının dahi indirgenmesi kabul edilebilir bir durum değildir.
Son gelişmeyle birlikte, falezler üzerinde Piri Reis Caddesi hizasında hayali bir sınır oluşturulmuştur (Şekil 5). Bu hayali sınırın doğusu KKHA, batısı ise NDKA ilan edilmiştir. Oysa yukarıda açıklanan özelliklerin tümü bu hayali sınırın her iki tarafında da bulunmaktadır.
Şekil 5. Kesin Korunacak Hassas Alanı’ndan Nitelikli Doğal Koruma Alanı’na indirgenen falez kesiminde değişime gerekçe olabilecek bir farklılık görülmemektedir.
Sonuç olarak, alınan bu kararların, falez kıyı bandının bütüncül koruma anlayışını zedelediği ve jeolojik miras niteliğindeki bölgenin jeolojik yapısına zarar verebilecek olası tahribatların önünü açacağına yönelik endişelerimiz bulunmaktadır. Falezler, sadece Antalya’nın değil, ülkemizin hatta dünyanın doğal mirasının önemli bir parçasıdır ve korunması büyük önem arz etmektedir. Söz konusu değişiklikleri içeren kararların geri almasını talep ediyoruz. Tüm Antalyalıların konunun takipçisi olması için çağrıda bulunuyoruz.
ANTALYA KENT KONSEYİ ALTYAPI ÇALIŞMA GRUBU